TOKAT'IN TARİHİ



TOKAT'IN TARİHİ

Orta Karadeniz Bölgesinin iç kesiminde yer alan Tokat, 5.000 yillik bir tarihi geçmise sahiptir. M.Ö. 3.000 Yillarindan baslayarak 14 devlet ve 5 beyligin yasayip egemen oldugu Tokat, Yesilirmak kiyilarinin dar ve nemli, Iç Anadolu'nun genis ve kuru alanlarindan ( basta, Canik Daglari olmak üzere ) 3 dag sirasiyla ayrilan Tokat, vadiler arasindaki bereketli topraklarindan dolayi "Türkiye'nin Meyve Bahçesidir." Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Tokat'tan söz ederken : " Bu havasi hos sehrin dört tarafinda bahçe ve bostanlar içinden sular akar. Her baginda birer kösk, havuz, fiskiyeler ve çesitli meyveler bulunur. Halk zevk ehlidir. Gariplerle dostturlar, kin tutmaz, hile bilmez, yumusak huylu insanlardir. Cami, saray, kösk ve imaretleri o kadar saglam ve güzel olur ki buralara girenler hayran olurlar" demektedir. Haci Bektas-i Veli'nin hayirli ve bereketli dualari ile bu eski ve tarihi sehir " alimler konagi, fazillar yurdu ve sairler yatagidir." Oguz Türklerinin kumandanlarindan Danismend Melik Ahmet Gazi ordusuyla, kaleyi 1074 yilinda alarak Bizans ordusuna çok agir bir tokat vurdu. Böylece Bizans'a vurulan bu tokat sehrin ismi olarak yerlesti.Bazi kaynaklara göre ise ; Tokat'in Togayit Türkleri tarafindan kuruldugu ve bu oymak adinin zamanla sehire isim oldugu vurgulanmaktadir. Tarih boyunca çesitli milletlerin kültür ve medeniyetlerinin gelip geçtigi Tokat'ta halen örf ve adetler, geleneksel el sanatlarının büyük bir bölümü devam etmektedir. Tokat 600 yillik el yazmaciliginin Anadolu'daki merkezidir. Tokat'tan çok sayida ilim ve devlet adami da yetismistir: Ibn-i Kemal, Molla Hüsrev, Molla Lütfi, Hekim Mustafa ve Plevne Kahramani Gazi Osman Paşa bunlardan bazilaridir. M.Ö. 47 yilinda Roma egemenligine geçen Tokat ilinde Komana(Tokat), Zile(Zela), Niksar(Neocaesarea) ve Sulusaray (Sebastapolis) önemli Roma kale kentleridir.Tokat ilinde M.S. 11. yüzyildan sonra Selçuklularla beraber Türk-Islam egemenligi baslamistir. Bir çok camii, han ,hamam, kervansaray ve köprü bu dönemde insaa edilmis ve günümüzde de hala kullanilmaktadirKazilarda ele geçen buluntular, yörenin Kalkolitik Çagdan beri yerlesime açik oldugunu göstermektedir. Hitit, Frig, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanli dönemlerinde bu topraklar hep önemli birer yerlesim alani olmustur. Tokat merkez Aktepe (Bolus), Höyügü ile Zile Masat Höyük'ten elde edilen Hitit ve Frig buluntulari bunu dogrulamaktadir. Niksar ve Tokat Yagibasan Medreseleri ile Niksar Ulu Camii ve Tokat Garipler Camii yörenin önemli eserleridir, Tokat önemini Osmanlilar zamaninda da korumustur. Yöreyi gezen seyyahlar Tokat'i, Bursa'dan sonra oturabilecek en güzel, en bakimli sehir olarak tanimlamislardir. Sebastopolis Antik Kentinin Tarihçesi Sulusaray (Sebastopolis) Tokat Il merkezine 68, Artova Ilçe merkezine ise 30 km. uzaklikta bir kasabadir. Kasaba etrafi daglarla çevrili bir ova üzerinde Çekerek Irmagi'nin kenarindadir. Antik Sebastopolis kentinin kurulusu henüz kesin olarak bilinmemektedir. Bazi kaynaklarda M.Ö. 1. yüzyilda kurulmus oldugu kaydedilmektedir. Roma Imparatoru Traianus zamaninda (M.S. 98-117) Pontus Galaticus'la, Polemoniacus eyaletlerinden ayrilarak Kappadokia eyaletine dahil edilmistir. Bu konuya iliskin kitabe, Kappadokia Valisi Arrian adina sehrin ileri gelenleri ve halki tarafindan dikilmistir. Sebastopolis kelime olarak Yunancadir (Sebasto; büyük, ulu, azametli, polis; sehir) "Büyük azametli sehir" demektir. Bazi kaynaklarda Herakleopolis olarak geçmektedir. Herakleopolis, Herakles sehri anlamina gelmektedir. Heracles Yunan ve Roma mitolojisinde gücü kuvveti simgeleyen yari tanri bir varliktir. Bu adi ile de Sebastopolis ile ayni manayi ifade etmektedir. 1987 yilinda Tokat Müze Müdürlügünce yapilan kurtarma ve sondaj kazilari sonucunda elde edilen verilerle, daha önce ortaya çikmis bulunan mimari parçalar degerlendirildiginde, kentin Helenistik, Roma ve Bizans Döneminde önemli bir yerlesim alani oldugu anlasilmaktadir. Comana Pontica'da (Antik Tokat) yapilan yüzey arastirmalari sonucu elde geçen buluntular Sebastopolis buluntulari ile büyük benzerlikler göstermektedir. Bu da bize bunlarin aralarinda yakin iliskiler bulunan çagdas iki yerlesim alani olduklarini ortaya koymaktadir. Roma ve Bizans'in tarihi yol agi içinde Sebastopolis önemli bir yer isgal etmektedir. Sebastopolis'in Yerlesim Plani Sebastopolis kenti, büyük boy kesme taslarla harç kullanilmadan yapilmis, dörtgen payandalarla desteklenmis ve bazi yerlerine yarim daire planli burçlar yerlestirilmis surlarin çevirdigi sondaj kazisinda tespit edilmistir. Bu kazi çalismalari sonucunda hamam ve tapinagin kent içindeki yeri de belirlenmistir. Yüzeyde bulunan mimarî elemanlarindan kent tiyatrosunun tapinagin yakinlarinda oldugu sanilmaktadir. Saray, diger tapinaklar, agora, caddeler ve benzeri kamu yapilarinin nerede olduklari kazilar sonucu anlasilacaktir. Sehrin tespit edilebilen yerlesim plani Bergama antik kentinin planiyla büyük benzerlikler göstermektedir.

Hiç yorum yok: